Kurucumuzdan

Bizler insanı inşa eden bir görev üstlenmiş durumdayız. İnsanı inşa ettiğimiz zaman her şey inşa olmuş olacaktır. Bunun bilincinde olarak üç kuşaktır binlerce öğrenci yetiştirdik.

Üç nesil öğretmenlik… Dededen toruna emanet…

Her iş tecrübe gerektirir. Tecrübeyle taçlandırılmış işler başarıyı kaçınılmaz kılar. Bizler eğitimdeki tecrübemizi üç kuşaktır biriktiriyor; babadan oğula, dededen toruna aktararak çoğaltıyoruz. Dedemiz merhum Abdullah Rüştü Şener’in tutuşturduğu eğitim sevdası muhterem babamız Hüseyin Şener’e, ondan da bizlere büyüyerek, çoğalarak geçti. Bugün biz de bu kurumda, Bilgiçağı okullarının kurucusu olmanın yanı sıra bu sevdayı ve onun gerektirdiği ilmi, irfanı arttırma derdiyle dertlenmiş birer öğrenciyiz.

İçinde bulunduğumuz yüzyıl; insan merkezli bir düşüncenin egemen olduğu, insani değerleri esas alan, bireysel farklılıkları gözeten, uzlaşmacı bir üslup ile her insanın değerli ve eğitilebilir olduğu gerçeğine dayanan bir eğitim sistemini esas almaktadır. Bu doğrultuda amacımız bilgi aktarmak değil, bilgiye ulaştırmanın yollarını araştıran, bulabilen, bilgiyi paylaşabilen, teknolojiyi üretebilen ve insanlığın yararına kullanılabilen dinamik, özgüvenli bir nesil yetiştirebilmektir.

Bu bilinç ve aile geleneğimizden gelen tecrübeyle “Elmas ustanın elinde parlarmış.” diyor ve 1994 yılında 30 öğrenciyle başladığımız “Özel okulculuk” çalışmalarımıza bugün 4 şubede 1000’e yakın öğrencimizle durmadan, dinlenmeden, her gün yeni bir heyecan ve istekle devam ediyoruz.

Bize emanet ettiğiniz, canınızdan çok sevdiğiniz kıymetli yavrularınızı “Bilgiçağı Okulları” Çatısı altında hiçbir ayrım gözetmeksizin eğitmeyi amaç edindik. Yüreğimizdeki sevgiyi, belleğimizdeki bilgiyi, kişiliğimizdeki çizgiyi onlarla paylaşacak; bireyin ve toplumun inşasında gücümüzü esirgemeyeceğiz.